18 Ocak 2014 Cumartesi

Everything, Little Little Into the Middle'lı Post

Hellooo! Blogumu zirvede bırakıp gittim sandınız biliyorum ama suskunluğum asaletimden falan değil tamamen ödevlerimin çılgın bir şekilde fazla oluşundan. Lakin iki arada da şehir turu atmayı ihmal etmiyorum.


Piazza del Plebiscito resmen bana huzur veriyor. İki tur atıyorum, koşuyorum falan iyi geliyo yani kafa açıyo. Aslında bu yazımda, ödevlerin çokluğu ile başladım ve öyle de devam edeceğim. Şöyle ki Illustration dersim için o kadar fazla kombin yaptım ki, outfit hazırladım ki, hazır varken sizlerle paylaşayım dedim. Böyle de hayırsever bir insanım. Bir de unutmayın beni istedim. Neyse susuyorum.


Kombinlerimize geçmeden önce, sizi yol arkadaşımla tanıştırmak istiyorum. Yukarıda gördüğünüz meydanın hemen sağ tarafında, Gambrinus adlı, Napoli'nin meşhuuuuur kahvesi ile ünlü cafesi var. Gerçekten de hakkını vermeliyim buranın kahvesi bir harika dostum! 
Evet ne diyordum, yol arkadaşım... Bence okumadan ölünmemesi gereken bir kitap. Patti Smith... Başlı başına tarzıyla, yeteneğiyle ve hayata bakışıyla ilham veren biri. Ve kitabın içinde bildiğim, bilmediğim, okuduğumda araştırıp öğrendiğim o kadar çok isim geçiyor ki, aynı zamanda da bilgilendirici. 


İki arada da dünyamı renklendirmede katkısı bulunan Manic Panic boyalardan da sipariş vermeyi unutmadım hatta boyadım da. Bu sefer pembe renginimin daha kalıcı olması için 1 yetmedi 2.yi de sipariş verdim, işimi sağlama aldım! Ben tabi burada olduğumdan, başka bir siteden sipariş ediyorum fakat siz de isterseniz yeni online dergimiz 10Sayfa'dan sipariş edebilirsiniz. öhöm öhöm. Acımam reklamımızı yaparım:) 


Vee işte pembe kafamla burdayım. Merhaba canım merhaba. Artık dövmem hariç, saçımı da görüp birbirlerini dürten insanlar, hatta uzaktan birbirine bağırıp beni işaret eden insanlar size de merhaba. Çok tatlışsınız. Biriyle de göz göze geldim beni işaret ederken. Ah canım napoliten insanlar. Samimiyet budur be! Hatta parmağınızla işaret edin bayılırım! Şaka bir yana hafif tabi rahatsız edici olsa da, ikinci dışarı çıkışımda alıştım. 

Şimdi, dışarı çıkmak falan demişken. Bugün de günlerden cumartesi hani. Benim gibi evde oturup ödev yapmayacaklar için, benden size(hem kızlar hem erkeklere) kombinler geliyor. 

Hangisinin kadın hangisinin erkek olduğunu söylememe gerek var mı bilemedim ama ben söyleyeyim. Hoş ben erkek olanı da giyerim o ayrı, benim gibi düşünenler de varsa, sağdaki erkek kombinini giyebilir. Eh sola da kız kalıyor:) Biliyorum ki birebir aynılarını elinizle koymuş gibi bulamazsınız, ben de bulamıyorum. Fakat kafanızda bir stil oluşturabilir en azından ve benzerlerini aramakla başlayabilirsiniz. 


Cumartesi kombinlerimin ikincisi. Yine sol taraf kızlarımız sağ taraf erkeklerimiz için. Ah boyum böyle kısa olmasaydı, şu uzun siyah paltoyu ne çok giymek isterdim. Hoş alıp kestiredebilirim tabi. Evet evet yaparım! Bu arada türbanın şu kombine koyduğum haline bayılıyorum. Alınacaklar listemde üst sıralarda. Çok nostaljik... Eskilerin modasında, bayanların vazgeçilmez aksesuarıydı. Eh moda da işte hep geriye dönüş. Ay moda ne ki zaten, yakışıyorsa giyeceksin. 

Erkekler için şu yandan düşen pantolon askılarına da ölüp bitiyorum! Arkadaşlar paçaları da kısaltmayı unutmayın. Buralarda paçalar hep kısa! İstemezseniz yine yapmayın o ayrı ama gerçekten çok hoş duruyor. Tam ayakkabının üst hizasıyla bir kısalttırabilirsiniz. 

Mamma mia! Çok seviyorum bunu söylemeyi. Şu ana uymadı ama olsun. Saturday night fever combines vol.3. Ona küçük kırmızı şapkalar takın. Burada palto koymamışım bayan için fakat, çok kısa değil, bel hizasından biraz daha uzun bir palto giyerseniz leziz olur! 


Her yaptığım kominde de kedinin ciğere yalandığı gibi yalandım o ayrı. Böyle ödevleri seviyorum ya, sabaha kadar yapabilirim sanırım. Tabiki ben böyle koyuyorum da, prof.un verdiği konsept doğrultusunda hazırlandı. Location-saç-makyaj hepsi hazır. Neyse, yaptığım 20 kombin içerisinden size son olarak bu ikiliyi sunuyorum. Erkekler için, renkli trikoyu Topman'de bulabilirsiniz. En son gördüğümde Taksim'dekinde vardı. Nişantaşında da vardır kesin. 

Bu arada ben Cumartesi için diyorum ama siz ne zaman çıkacaksanız giyin tabi. E bana mı sorucaksınız allahaseeen..

Eğlenmeden geri dönmeyin çok rica ediciiim! 
18 Ocak Cumartesi şarkımızı da şuraya koyup aranızdan çekiliyorum. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Style Baby